NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
32 - (2564) حدثنا
عبدالله بن
مسلمة بن
قعنب. حدثنا
داود (يعني
ابن قيس) عن
أبي سعيد،
مولى عامر بن
كريز، عن أبي
هريرة. قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "لا
تحاسدوا. ولا
تناجشوا، ولا
تباغضوا، ولا
تدابروا، ولا
يبع بعضكم على
بيع بعض.
وكونوا، عباد
الله! إخوانا.
المسلم أخو
المسلم. لا
يظلمه، ولا
يخذله، ولا
يحقره. التقوى
ههنا" ويشير
إلى صدره ثلاث
مرات "بحسب
امرئ من الشر
أن يحقر أخاه
المسلم. كل
المسلم على
المسلم حرام.
دمه وماله
وعرضه".
{32}
Bize Abdullah b. Mesleme
b. Ka'neb rivayet etti. (Dediki): Bize Dâvud (yâni İbni Kays) Âmir b. Kureyz'in
azatlısı Ebû Said'den, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş):
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Birbirinize hasedlik
çekmeyin! Müşteri kızıştırmayın! Birbirinize buğz-etmeyin! Birbirinize sırt
çevirmeyin! Biriniz diğerinin pazarlığı üzerine satış yapmasın! Kardeş olun ey
Allah'ın kulları! Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez; onu yardımsız
bırakmaz; onu tahkir etmez. —Üç defa kalbine işaret ederek—Takva şuradadır.
Kişiye kötülük namına müslüman kardeşini tahkir etmesi kâfidir. Müslümanın her
şeyi, kanı, malı ve ırzı müslüman'a haramdır.» buyurdular.
33 - (2564) حدثني
أبو الطاهر،
أحمد بن عمرو
بن سرح. حدثنا
ابن وهب عن
أسامة (وهو
ابن زيد)؛ أنه
سمع أبا سعيد،
مولى عبدالله
بن عامر بن
كريز يقول:
سمعت أبا
هريرة يقول:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. فذكر
نحو حديث
داود. وزاد.
ونقص. ومما
زاد فيه "إن الله
لا ينظر إلى
أجسادكم ولا
إلى صوركم.
ولكن ينظر إلى
قلوبكم"
وأشار
بأصابعه إلى
صدره.
{33}
Bana Ebû't-Tâhir Ahmed b.
Anır b. Şerh rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb Usâme'den (bu zat İbni
Zeyd'dir) rivayet etti. O da Abdullah b. Amir b. Küreyz'in azatlısı Ebû Saîd'i
şöyle derken işitmiş: Ben Ebû Hureyre'yi şunu söylerken dinledim: Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki...
Ravi Davud'un hadîsi
gibi nakletmiş, biraz ziyâde ve noksan yapmıştır. Yaptığı ziyâdeden biri şudur
:
«Şüphesiz ki, Allah
sizin bedenlerinize ve suretlerinize bakmaz, lâkin kalblerinize bakar.» Ve parmaklarıyla göğsüne işaret etmiştir.
34 - (2564) حدثنا
عمرو الناقد.
حدثنا كثير بن
هشام. حدثنا
جعفر بن برقان
عن يزيد بن
الأصم، عن أبي
هريرة. قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "إن الله
لا ينظر إلى
صوركم
وأموالكم.
ولكن ينظر إلى
قلوبكم
وأعمالكم".
{34}
Bize Amru'n-Nâkıd rivayet
etti. (Dediki): Bize Kesîr b. Hişâm rivayet etti, (Dediki): Bize Ca'fer b.
Burkan, Yezîd b. Esam'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. (Şöyle
demiş): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Şüphesiz ki, Allah
sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz; lâkin kalblerinize ve amellerinize bakar. buyurdular.
İzah:
Müslümanın müslümanla
kardeş olduğunu evvelce izah etmiştik,
Hazl: Yardımsız
bırakmak, rezil etmek mânâlarına gelir. Burada maksad dinde olduğu halde, bir
müslüman din kardeşini zâlime karşı müdafaadan ve ona yardımdan geri kalmaz,
demektir.
«Takva şuradadır...»
sözünden murad: Zahirî amellerle takva hâsıl olmaz. Takva ancak kalbde yer eden
Allah'ın azameti Allah korkusu ve murakabesi ile olur, demektir. Allah'ın
bakması müzacat ve muhasebesinden kinayedir. Bu muhasebe zahire bakarak değil,
kalbdeki inanca göredir. Nevevî: «Allah'ın bakması her şeyi ihatalı bir şekilde
görmesidir.» diyor. Ulemâdan bâzıları bu hadîsle istidlal ederek: «Akıl başta
değil, kalbdedir.» demişlerdir. Bu mes'ele: «Dikkat edin ki, cesedde bir parça
et vardır...» hadîsinde izah edilmişti.
Hadîs-i şerif bir
müslümanın din kardeşini tahkir, rezil rüsvay etmesinin ve müslümanın müslümana
canının, ırzının, malının haram olduğuna delildir.